SUNUŞ
Hamd Allah’a aittir. O Allah ki, hiçbir çocuk edinmedi, egemenliğinde hiçbir ortağı olmadı ve âcizliğe düşüpte birini dost tutmadı. Salât ve selâm efendimiz Muhammed’in üzerine olsun. Durmadı dinlenmedi, tevhîde ve sâlih amele davet etti. Ümmetinin üzerine titrer, onlar hakkında endişelenirdi. Âilesine de, zürriyetine de, ashâbına ve onlara ihsan ile tâbi olanlara da salât ve selâm olsun…
İmamlar, âlimler, müceddidler denilince, gözlerimizin önünden birçok kimsenin isimleri geçer. Bunlardan bazıları fıkıhta imamdır, bazıları hadis ilimlerinde, bazısı da ünlü bir müfessirdir. Yed-i tûlâ sahibi denilen, yani her sahada at koşturmuş imamlar da vardır. Bu öncü imamlardan, müstesna birkaç tanesi ise, ümmet için hayatî önem taşıyan akîdevî ve menhecî meselelerde dönüm noktası olmuşlar, bid’at ve dalâlet girdaplarında boğulmak üzere olan ümmete, can simidi misâli yetişmişlerdir. Bu, Allah’ın hem onlar hem de ümmet üzerindeki bir fazlıdır. Övgü ve senâya lâyık olan O’dur. İşte bu müstesna imamlardan biri de, Allah’ın kendisinin eliyle, dînin özü olan ibadet tevhidini ve ihlâsı, Millet-i İbrâhîm’i ve İslâm davetini yenilediği Şeyhulislam, Muslih ve İmam Muhammed b. Abdilvahhâb et-Temîmî’dir. O, başka bir yazımızda da adlandırdığımız gibi kelimenin tam anlamıyla Çağlar Üstü Bir İmamdı. Allah ona rahmet ve mağfiret etsin. Bizi ve onu en yüksek cennetlere yerleştirsin.