Muhammed aleyhi's-selâm'ın Nübüvvetinin ve Son Nebî Olduğunun İspâtına Dâir Muhtasar Bir Cevap
Allâme İmâm Abdulazîz b. Bâz -rahimehullâh-'a soruldu:
Soru: Bir hıristiyan şöyle soruyor, diyor ki: "Muhammed sallallâhu aleyhi ve sellem'in nebîlerin sonuncusu olduğundan; getirdiğinin hak din olduğundan ve Allah'tan geldiğinden nasıl emin olabilirim?"
Cevap: Bundan emin olmanın birçok yolu vardır. Bunlardan biri, Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem'in kendisinin nebîlerin sonuncusu olduğunu haber vermesidir. Ancak ondan da önce, Allah'ın azîm kitabında verdiği haberdir. Kim onun Allah'ın elçisi olduğuna ve Kitâb'ın hak olduğuna iman ederse, onun nebîlerin sonuncusu olduğuna da yakîn eder. Çünkü Kur'an, onun nebîlerin sonuncusu olduğunu söylemektedir. Bu yüzden Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem'de 'Ben, nebîlerin sonuncusuyum'(1) demiştir. Allah celle ve alâ' ise: "Muhammed, sizin adamlarınızdan hiçbirinin babası değildir; fakat O, Allah'ın rasûlü ve nebîlerin sonuncusudur." [Ahzâb, 40] buyurmuştur.
Onun "Ben nebîlerin sonuncusuyum, benden sonra herhangi bir nebî yoktur."(2) dediğine dâir gelen hadîsler tevâtür derecesine ulaşmıştır. Gösterdiği mucizeler sebebiyle onun Allah'ın rasûlü olduğuna îmân eden bir kimse -ki Kur'an en büyük mucizedir- (bilmelidir ki:) Kur'an'ın kendisi onun doğruluğuna işâret eden en büyük mucizedir. Çünkü hiçbir beşer onun bir mislini söyleyemez. Bunun (bir mislini) okuma-yazma bilmeyen bir kimse getiremeyeceği gibi, aynı şekilde okur- yazar bir kimse de getiremez. Çünkü içerisinde azîm hükümler, gaybî haberler ve belâgat mükemmeliği -ki belâgattaki mükemmellik, ihkâm (tam oluş, eksiksizlik) ve itkândır (kapsamlılıktır)-, kıyâmet gününe ve âhirete dair bilgiler bulunmaktadır. Bunları da Allah azze ve celle tarafından kendisine öğretilmiş olan doğru sözlü birinden başkası getiremez.
Daha sonra (bunlara ilaveten) Peygamberimiz sallallâhu aleyhi ve sellem'in elinde gerçekleşen büyük mucizeler de vardır. Ayın yarılması bunlardan biridir. Bu mucize, Allah'ın ona has kıldığı büyük âyetlerden biridir. Yine onun elinde cereyân eden mucizelerden biri de parmaklarının arasından su fışkırmasıdır. Yüzlerce insandan oluşan büyük bir topluluk buna defâlarca şâhit olmuştur. Bir diğer mucize ise, onun duâ ettiği bir yemeğin bereketlenip -çok az olmasına rağmen- yüzlerce insandan oluşan büyük bir topluluğa yetmesidir. Halbuki o yemek yalnzıca iki-üç kişiye yetecek kadardı. Bu zikrettiğimiz şeylerle beraber onun eliyle cereyân etmiş başka mucizeler de vardır. O halde onun nübüvvetine îmân eden bir kimse, onun nebîlerin sonuncusu olduğunu da, Kur'an'ın Allah'ın kelâmı olduğunu da tasdîk eder. Çünkü o (Kur'an), ümmetin mucizesidir.
(1) Buhârî, 3535
(2) Bkz: Bir önceki dipnot.
Kaynak: Mecmûu Fetâvâ ve Makâlâti'ş-Şeyhi'bni Bâz (28/97).