EHL-İ SÜNNET'E BAYRAM HEDİYESİ
TEVHÎD VE SÜNNET KASÎDESİ
Hamd olsun bir ve tek Allah’a! Salât ve selâm olsun kendisinden sonra nebî olmayana; âilesine, ashâbına ve kıyâmete dek ihsân ile onlara tâbi olana!
Hak dînin ta kendisi olan Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat akîdesinin, kendisiyle korunduğu oldukça önemli sebeblerden biri de, bu hak akîdeyi anlatmak, savunmak ve mensublarına kolaylaştırmak amacıyla yazılan manzûmelerdir. Hatta manzûmeler; sadece akîdenin değil, dînî ilimlerin tümünün korunmasında, savunulmasında ve gelecek nesillere aktarılmasında en etkili araçlardandır. Bundan dolayı her ilim dalında, toplansa cildler dolusu olacak kadar manzûmeler yazılmıştır. Sünnet ve Cemaat Ehli’nin önder imâmlarından da niceleri Selefî Akîde’yi içeren manzûmeler kaleme almışlardır. İbn Ebî Dâvûd’un Hâiyye’si, Şeyhulislâm’ın kader ile ilgili manzûmesi, İbnu’l-Kayyim’in Nûniyye’si, el-Hakemî’nin Sullemu’l-Vusûl’ü bunun herkesçe bilinen meşhûr örnekleridir. Herkesçe ma’rûf ve meşhûr olmayanlar ise sayılıp sıralanamayacak kadar çoktur. -Ve lillahi’l-hamd-
Her eserin fâidesi, terceme edilmediği sürece yazıldığı dile münhasırdır. Hâlbuki nazmı nazım olarak terceme etmek imkânsız gibidir; terceme edilse bile, kendine has özelliklerini yitirir, belki ma’nâ bile ihlâl edilir. Bundan dolayı husûsen manzûmeleri terceme etmek yerine, onlara nazîre yapmak daha evlâdır. Hiç yoktan yazmak ise -ehil olan varsa- elbette daha güzeldir. Bunun için de, sadece şiir yazabilme becerisi değil, manzûmenin yazılacağı ilim dalında ehliyet de aranır. Bir bayram hediyesi olarak sunulan şu manzûme de, inşâallah bu ehliyeti hâiz bir kalemden çıkmıştır.