NECİDLİ DAVET İMAMLARININ KİTAP VE RİSALELERİNİN OKUNMASININ ÖNEMİ
Faysal b. Kazzâr el-Câsim
Çeviren: Emrah Orhan Kurugöllü
Âlemlerin rabbi olan Allah'a hamd olsun.
Âlemlere rahmet olarak gönderilmiş olana, âilesine ve bütün ashâbına salât ve selâm olsun.
Müceddid bir İmam olan Muhammed b. Abdulvahhâb rahimehullah'ın te'sis ettiği Selefî Necid Davetinin tarihi hakkında akıl yoranlar göreceklerdir ki, bu davet İslam'ın temel esaslarının en önemlisi ve Âlemlerin rabbinin haklarının en yücesi olan Allah celle ve ala'yı tevhîd etmek, bir ve tek olarak ve hiçbir ortağı olmadan O'nu ibâdette birlemek mes'elesini îzâh eden kitap ve risalelerin oluşturduğu büyük bir ilmî servet bırakmıştır.
Bu davet, işte bu büyük esası îzâh edip gün yüzüne çıkarmak ve onun delîllerini beyân etmek adına ikâme edilmiş bir davettir. Ve yine onu bozan ve iptal eden şeyleri beyân edip, tevhîd düşmanları ve şirk önderlerinin bu davet hakkında ortaya attıkları şüpheleri reddetmek için ikâme edilmiş bir davettir.
Dolayısıyla bu kitaplar, bu yolda yürümek isteyen tevhîd ehli için birer ışık, muttakiler için birer yol azığı ve mücahitler için birer silah mesabesindedir. Zira bu kitaplar, Kitab ve Sünnet'in delîlleri ile ümmetin selefinin üzerinde olduğu esaslar üzerine binâ edilmiştir. Bu kitapların, tevhîdin pekçok tezâhürünün silinip gittiği, şirk ve bid'at tezâhürlerinin yayılıp intişar ettiği uzun asırlar ardından, insanların yapageldiği işlere alışmış, Kitap ve Sünnet yerine insanların reyleri ve zihinlerin çöplükleri ile beslenen ilim müntesiplerinin pek çoğunun örfünde, tevhîde davet edenlerin bid'at ve sapıklığa davet ediyormuş gibi algılanmasının ardından gelmiş olması, özellikle dikkat çekilmesi gereken noktalardır.
Müteahhir asırlar ile ilgili, özellikle de hicrî dokuzuncu, onuncu, on birinci ve on ikinci asırlarla ilgili kaleme alınmış terceme-i hâl kitaplarını inceleyenler, külfetli ve yorucu bir araştırmanın ardından sünnet ve tevhîd davetçilerinin hâl tercemelerine az bir topluluk hariç neredeyse hiç rastlayamazlar.
İşte bundan dolayıdır ki, dinin silinip gitmiş olan bazı esas mes'elelerini ihya edip, kalplerinde eğrilik bulunan dalâlet ehlinin belini kırmak için bu mübârek davet ortaya çıkmıştır.
Allah Teala bu davete, kendisinden sonra ona nusret edip destekleyecek, İmam Muhammed b. Suud, oğulları ve torunları gibi hidâyet imamlarını nasib etmiş, sonunda da Tevhîd ve Sünnet bayrağını yüceltip, şirk ve bid'at bayraklarını da ortadan kaldırmıştır.
İşte bu mübarek davetin ardında bıraktığı mirasın en mühimlerinden birisi de, Allah'ın haklarının en büyüğü ve İslâm'ın esaslarının en önemlisi olan şeyi beyân etme işinde rasûllerin davetini omuzlamış hidâyet önderleri ve yol aydınlatıcı imamların, muhtasarıyla orta ve büyük hacimlisiyle te'lîf ettikleri bu kitap ve risalelerdir.
Onlar bu vazifelerini hakkıyla yerine getirdiler. Allah hepsine rahmet etsin.
Madem ki bu kitaplar ve risâleler, kendi konularında faideleri gayet büyük olan en nadide eserlerdir, özellikle de yeni ve çeşitli iletişim araçlarında dalâlet davetçilerinin çoğaldığı bu günlerde, ilim talebelerinin bu kitapları dikkatlice okuyup ilmi onların menbaından içmeleri gayet büyük bir önem arzetmektedir.
İlim talebelerinden, sayıları hiç de az olmayan bir topluluğun bu kitaplar ve risaleler hakkında gaflete düştüğünü ve bunlara gereken önemi vermediklerini görüyoruz. Bunun sonucu olarak da tevhîdi takrîr etmelerinde bir takım zafiyetler ortaya çıktığını, davet imamlarının açıklamaya özen gösterdiği bazı ince meselelerin kendilerine gizli kaldığını müşâhede ediyoruz. Bunun akabinde de, Kitab, Sünnet ve ümmetin selefinin üzerinde olduğu esaslara muhâlif bazı sözler zuhur ediyor. İlimde mütemekkin olmayan bazı ilim talebelerinden sâdır olduğu şekilde, bazı davet imamlarına laf atılması veya onlar hakkında bir çeşit aşırılıktan bahsedilmesi de bu işin cabasıdır.
Bu kitaplar ve risaleler, bir çok özellikleri ve ayırt edici vasıflarıyla pek çok kitap ve risaleye üstünlük arz etmektedir. Bunları size kısaca ve özet olarak zikredeceğim.
Birincisi: Bu kitaplar, tevhîdi takrîr edip şirki îzâh eden, velâ ve berâ mes'elelerini beyân edip suret ve çeşitlerini zikreden kitapların en nadide olanlarıdır. Ayrıca bu kitaplarda, şirk ve şirk vesîleleri hakkındaki şüphelere başka kitaplarda bulunamayacak reddiyeler bulunmaktadır.
İkincisi: Bu kitaplar, bid'atçi ve mezheb mutaassıplarının değil, tahkîk ehli imamların, şöhret sahibi özel zatların ve ittiba ehli âlimlerin kitaplarıdır.
Üçüncüsü: Bu kitaplar, İbn Teymiyye, İbnu'l-Kayyım ve onlar dışındaki muhakkik imamların mutlak ve mücmel olarak zikrettiği pek çok mes'eleyi îzâh etmektedir. Yani bu kitaplar, Davet İmamı (Muhammed b. Abdulvahhab)'ın ibarelerini îzâh edip açıklayan kitaplar olduğu gibi, âlimlerin sözlerini de açıklayıp tefsîr eden kitaplardır.
Dördüncüsü: Bu kitaplar, Kitab, Sünnet ve ümmetin selefinin sözlerinden oluşan delîller üzerine binâ edilmiştir. Bu da ister i'tikâdî isterse amelî olsun, dînin her mes'elesi hakkında böyledir. Bu kitaplar, öğrenciyi ve okuru, delîli ta'zîm etme ve onu görüşlere, kıyaslara, akıllara ve anlayışlara takdim etme üzerine yetiştiren yöntemsel kitaplardır.
Beşincisi: Bu kitaplar, selefî davetin ve selefin islam ümmetini ıslâh etmedeki yöntemlerinin pratikteki tecrübelerini açıklayan tarih kitaplarıdır.
Altıncısı: Bu kitaplar, ilimleriyle amel eden, Allah yolunda cihâd edip sabreden, ilim ve ameli cem etmiş alimlerin kitaplarıdır.
Yedincisi: Bu kitaplar, dağ gibi âlimlerin okutmaya baş koyduğu, dîn ve takvâ ehli alimlerden Şeyh Abdulaziz b. Baz, Fevzân ve emsalleri gibi devlerin öğrencilik ettiği kitaplardır.
Bizler işte bu ve bunlar dışındaki meziyyetler sebebiyle, bu kitaplara itina göstermeye, onları okuyup okutmaya ihtimâm etmeye ihtiyaç duyuyoruz.
Allah, Peygamberimiz Muhammed'e, O'nun âilesine ve ashâbına salât ve selâm etsin.