Bismillahi ve’l-hamdulillah ve’s-salâtu ve’s-selâmu alâ rasûlillah ve alâ âlihi ve sahbihi ecmain. Emma ba’d,
Sitemizin İlim Pınarı bölümünde yayınlanan Şeyh Mukbil'e ait bir yazının internette tenkid konusu olduğunu, hafta sonu programımız sebebiyle bulunduğum Bursa'da öğrendim. Söz konusu tenkidi gördüm, okudum. Tenkid yazısında nakilde hata ettiğimize, hatta özensiz davranıp internetten alarak öylesine neşrettiğimize dâir ithâmı şifâhen orada cevaplasam da, arkadaşlarım ısrar ederek buna dâir sitede bir açıklama yapmamı istediler. Mezkûr yazıda şöyle denilmektedir:
"Bu nakli yapanlar da şöyle bir hata etmişler: Bu ifadeler Şeyh Mukbil'in Camiu's-Sahih adlı eserinde mevcut değildir. Bilakis Şeyh Mukbil'in Sahihu'l-Musned Mimma Leyse Fi's-Sahihayn adlı eserindedir. Bu kitap iki cilt olup pek çok kimse şeyhin Camiu's-Sahih adlı altı ciltlik eseriyle karıştırmaktadırlar. Kitabın cilt ve sayfa numarası da yanlış verilmiştir. Doğrusu 2/265-266 şeklinde olmalı idi. Bu da gösteriyor ki yazıyı yayınlayanlar eserlerin aslından tahkik etmemiş, internette yayılan nüshalara itimad etmekle yetinmişlerdir."
Allah'a güvenip dayanarak derim ki: Bu ithâm haksız, yersiz, zannî ve vehmîdir. Bâtıl bir iddiadır. Şeyh Mukbil'in her iki kitabı da şahsî kütüphanemde bulunmaktadır. Söz konusu nakli de, Şeyh'in altı ciltlik el-Câmiu's-Sahîh adlı eserinden kitabı önüme açarak tercüme ettim, verilen cilt numarası ve sayfa numarası da doğrudur, herhangi bir yanlışlık yoktur. Kütüphanemde bulunan, tam ismi el-Câmiu's-Sahîh mimmâ Leyse fi's-Sahîhayn olan bu eser Dâru'l-Âsâr yayınevinin 1429 hicrî tarihli üçüncü baskısıdır. Bu baskı, Şeyh'in hayatta iken tashîh ettiği, eklemelerde bulunduğu ve sahîh olduğuna dâir ictihâdlarından döndüğü hadîslere dâir tenbîhler ihtivâ eden en mu'temed baskıdır. Zaten Şeyh'in eserlerini basma yetkisi de bu yayınevindedir.
Sitemizde bana ait olan ve olmayan her türlü tercümede oldukça i'tinâlı davranmaktayız. Yaptığımız nakilleri ikinci kaynaklardan değil, o naklin bizzat sahibine ait eserlerden birebir nakletmekteyiz. Bununla birlikte hata etmemiz elbette mümkündür. Bu hatalarımızdan dolayı samimiyetle bizi uyaran her kişiye Allah rahmet etsin!
Şeyh Mukbil'in yazısında zikrettiği hususa gelince, bu konuda söylenecek şeyler ziyâdesiyle söylenmiş, karşıt görüşlere sahip olanlar birbirlerinin delîl olarak öne sürdükleri şeylere cevap vermişlerdir. Bunlara eklenebilecek herhangi birşey de yoktur. Bu konuda derinlemesine bilgi sahibi olmak isteyenler, konu hakkında yazılmış birine Şeyh Mukbil'in, diğerine Meşhûr Hasen'in takdîm yazdığı, sonraki diğerine reddiye niteliğinde olan mustakil iki kitaba, değişik kitaplardaki bu konu ile ilgili incelemelere ve hadîs muhakkiklerinin söz ve değerlendirmelerine bakabilirler. Konuyu inceleyenler, "sikânın ziyâdesi makbûldür" kuralı ile ilgili usûlî tartışmaları da nazar-ı i'tibâra almalıdırlar.
Son olarak, tam bir güven sağlansın diye el-Câmiu's-Sahîh'de olmadığı iddia edilen kısmı scaner/tarayıcı aracılığıyla tasvîr edip sunuyorum:
Hüseyin Cinisli
25 Zi'l-Hicce 1432