YÜRÜYÜŞ VE MİTİNGLER HAKKINDA
ŞÜPHELERİN CEVÂBI
SAPTIRMA VE ÇARPITMALARIN REDDİ
(2)
[Miting ve Yürüyüşlerin Şer‘î Hükmü]
Mukaddime kısmında değindiğimiz gibi miting ve yürüyüşler –aslı komünizme dayanmakla birlikte- bugün demokrasinin vazgeçilmezlerinden biri olarak kabûl edilmekte, kanunlara uyularak yapıldığında ve zarar içermediğinde demokratik yönetimler tarafından –hakîkatte hoşlanmasalar bile, demokratlıklarına söz gelmesin diye- hoşgörüyle karşılanmaktadır. Demokrasi fitnesi îmânî ve amelî açıdan çelimsiz olan ümmeti bâtıla sürükleyince, Müslümanlar da bu tür eylemlere olumlu bakmaya başladılar. Gerçekte endişe duyulacak şey, ümmetin bâtılın rüzgarına kapılıp gitmesi değil; bâtılın ümmetin dînine ve akîdesine sokuşturulmaya çalışılmasıdır. Hiçbir yönden İslâm’a ait olmayan miting ve yürüyüşlerin, İslâm’a sokulmaya çalışılması da –bilinçsizce de olsa- dînin ifsâd edilmek istenmesidir. Evet, Allah’ın dînini koruyacağına dâir va’di vardır ve haktır, ama insanların kalplerindeki i’tikâdı ve amellerini korumakla ilgili bir va’di yoktur. İslâm dîninin korunmuş olması, kişilerin İslâm adı altında yanlışlara, bâtıllara ve hatalara i’tikâd etmeyeceği anlamına gelmez. Daha önce bilinçsiz muharriflerce “İslâm Sosyalizmi” denilerek sosyalizm İslâm’a yamanmaya kalkışıldığı gibi, şimdilerde birileri “İslâm Demokrasisi” diye bir şeyler geveliyor ve demokrasiyi İslâm’a yamamaya kalkışıyorlar! Miting ve yürüyüşleri İslâm’a sokuşturmaya çalışanlar ise, onu İslâm’ın yüce farîzaları olan emr-i ma’rûf ve nehy-i münker ile ilişkilendiriyorlar. Hatta ğuluvva sapıp mitinglerle, namaz ve hac ibâdetlerini özdeşleştirenler bile var! Subhânallah! Allah’ım sapkınlıktan sana sığınırız. Kimileri de miting ve yürüyüşleri âdî işlerden sayıp, bu kâfirlere teşebbüh değildir, diyorlar; kâfirlerin teknolojilerine kıyâslayıp onlardan miting ve yürüyüşleri de almalıyız diyen ciddiyetsiz adamlar da var!
Ayrıntılı açıklamalardan ve şüphelerin reddinden önce, miting ve yürüyüşlerin şer‘an neden câiz olmadığını kısaca beyân etmek istiyorum:
1- Miting ve Yürüyüşler, Komünist ve Demokrat Kâfirlerin Yöntemlerindendir ve bu i’tibârla câiz değildir. Komünist ve demokrat kâfirler, bunu kendilerince ma’rûf olanı emretmenin ve kendilerince münker olanı nehyetmenin bir yöntemi olarak belirlemişlerdir. İslâm’ın ise ma’rûfu emretmekte ve münkeri nehyetmekte kendine özgü olan, tarih boyunca Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat’in izlediği bir yöntemi ve menheci vardır. Miting ve yürüyüşler Kitâb ve Sünnet ile çerçevesi çizilmiş bu yönteme aykırıdır. Müslümanlar tarafından asla bilinmeyen bir iştir. Muhdes olan bir bid‘attır. İki sebepten dolayı: Kâfirlerden alınan bir bid‘at olduğundan ve dînde herhangi bir asla dayanmadığından dolayı bid‘atlerin en şerlilerindendir. Eğer bu, bazıları tarafından dîn ile ilişkilendirilip emr-i ma’rûf ve nehy-i münkerden sayılmasaydı, biz de onu –câiz olmasa da- bid‘at olarak tesmiye etmezdik.
2- Miting ve Yürüyüşler Müslüman yöneticilere karşı bir hurûcdur ve bu i’tibârla câiz değildir. Bilindiği üzere yöneticilerin aleyhine gerçekleştirilen miting ve yürüyüşlerin amacı onların yönetimden uzaklaşmasıdır. Yöneticiler aleyhinde mitinge, demokratlar da komünistler de son çare olarak başvururlar. Hiçbiri kendilerini dinleyen, isteklerini yerine getiren ve seslerini normal yollarla duyurabildikleri ve söz dinletebildikleri yönetimlere karşı durduk yere miting yapmaya kalkışmazlar. Dolayısıyla miting yönetime karşı bir çeşit güç gösterisi, tehdit ve zor kullanarak yapılan ıslah çalışmasıdır. Bu özelliklerinden dolayı, Müslüman devlet başkanına karşı sokaklara inmeye, bağırıp çağırmaya, yürüyüş yapmaya –yanlarında silah taşımasalar bile- hurûc ve bey’at bağını bozmak olarak i’tibâr edilir. Eğer bu hurûc değilse, eğer bu cemaati terk etmek değilse ve eğer bu bey’at bağını boynundan çıkarmak değilse ya nedir? Mitinglerde ne dediğini ve ne yaptığını bilmeyecek derecede kendinden geçen câhil, azgın, hevâ sahibi, şehvet esîri kimselerin silaha sarılmayacaklarını kim garanti edebilir. Zaten her silahlı hurûcun öncesi, sözlü hurûc değil midir? Zâlim ve fâsık bile olsalar –müslümanlık vasfına sahip oldukları müddetçe- yöneticilere karşı hurûcun ve onlara itaatten el çekmenin büyük günahlardan ve şiddetli harâmlardan olduğu ilmin kokusunu almış herkesin ma’lûmudur.
3- Miting ve Yürüyüşler, anarşiye, kaosa, mal ve canlara yönelik saldırılara ve taşkınlıklara, aklın ne dediğini ve ne yaptığını bilmeyecek derecede örtülmesine yol açmaktadır. Bu i’tibârla sedd-i zerâi kâidesi gereğince câiz değildir. Bütün bu şer ve fesâdlardan sâlim olan miting ve yürüyüşler ise vehmî ve hayâlîdir, şimdiye değin dünyanın hiçbir yerinde vucûd bulmamıştır. Miting ve yürüyüşlere katılanlar, inançları ve niyetleri yönünden sınanamayacakları için hiçbir zaman söz konusu şer ve fesâdlardan emîn olunamayacaktır. Dolayısıyla mitinglerin selîm ve selîm olmayan şeklinde ikiye ayrılması şeytânî, hevâî ve nefsânî bir saptırmadır.
4- Miting ve Yürüyüşler içerdiği bütün şer ve ifsâdlara ilâveten çoğu kere hiçbir fayda getirmediği için mâlâyânî, bâtıl ve lağv hükmündedir. Müslümanın da her türüyle lağvdan ve bâtıl işten yüz çevirmesi gerekir. Miting ve Yürüyüşlerle husûle geldiği söylenen faydaların birçoğunun hakîkatten hiçbir nasibi yoktur.