AKÎDE
Sünnet'in Hüccet Oluşu Hakkında On Temel Esas 09 Ekim 2024 tarihinde eklendi

SÜNNET'İN HÜCCET OLUŞU HAKKINDA ON TEMEL ESAS

Şeyh Sâlih b. Abdilazîz Sindî -hafizahullah-

Kur'an-Sünnet İlişkisi

1. Sünnet, (hüccet oluşu bakımından) Kur'ân'a denktir. (Nitekim her ikisi de Allah tarafından indirilmiş birer vahiydir.) Her biri diğerine muhtaçtır. Birine îmân etmek, diğerine îmân etmeksizin fayda vermez.

2. Kur'ân ile Sünnet arasında hiçbir çelişki yoktur. Bilakis Kur'ân ve Sünnet birbirine muvâfık ve uyumludur. Aksi yöndeki her bir iddiânın sebebi, cehâlet ve kötü niyyettir.

3. Sünnet olmadan Kur'ân ile yetinmenin imkânı yoktur. Bu iddiâ, hakîkatte İslâm'sız bir yaşamı amaçlamakta ve İslâm'ı yıkıp yok etmeye çalışmaktadır. Zira Sünnet olmadan İslâm sâbit olmaz. Sünnet olmadan İslâm anlaşılamaz. Sünnet olmadan (hiç kimseden) İslâm kabûl edilmez.

4. Kim Rasûl (sallallâhu aleyhi ve sellem'e) itaat ederse Allah'a itaat etmiş olur. Kim Sünnet'i alırsa Kur'ân'ı almış olur. Kim Sünnet'ten yüz çevirirse Kur'ân'dan yüz çevirmiş olur. Kim Sünnet'e kâfir olursa Kur'ân'a kâfir olmuş olur.

5. Sünnet olmaksızın Kur'ân'ı anlamak ve Kur'ân ile amel etmek imkansızdır. Çünkü Sünnet, Kur'ân'ı beyân eder ve açıklar. Bu, gerçekten çok önemli bir mes'eledir.

Sünnet'in Hüccet Oluşu

6. Sünnet, teşrî kılmada müstakil bir hüccettir; herhangi bir kayıt olmaksızın mutlak bir hüccettir. Dolayısıyla Kur'ân'a mutâbık olarak gelen Sünnet de hüccettir; Kur'ân'ın açıklayıcısı olarak gelen Sünnet de hüccettir; Kur'ân'a ziyâde olarak gelen Sünnet de hüccettir.

7. Sünnet'in tamamı hüccettir. İster kavlî olsun, ister fiilî olsun, isterse takrîrî olsun, Sünnet'in her türü bir vahiydir. Bu husûsta akîde, ibâdet, ahlâk veya muâmelât ile ilgili (vârid olan) Sünnet arasında herhangi bir fark yoktur.

8. Sünnet'in hüccet oluşu dâimîdir, belirli bir vakte munhasır değildir. Sünnet, Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem hayatta iken hüccet idi, hüccet olmaya devâm ediyor ve devâm edecektir.

9. Sünnet'in hüccet oluşu, hakem oluşu ve teşrî kılmada müstakil oluşunun dînî bir zarûret ve kat'î bir icmâ olduğu sâbittir. İslâm'dan bir nasîbi olmayan kimse dışında buna hiç kimse muhâlefet etmez. İbn Hazm rahimehullah el-İhkâm (fî Usûl'il-Ahkâm) adlı kitabının ikinci cildinde ümmetin şu icmâsını naklederek doğruyu söylemiştir: "Her kim Kur'ân'ı alırım, Sünnet'i bırakırım derse, Müslümanların icmâsı ile kâfir olur."

10. Ey muvaffak kul! Bil ki, Sünnet'i inkâr edenlerin Sünnet'e olan düşmanlığı, hakîkatte İslâm'ın bizzat kendisine olan düşmanlıktır. Sünnet'i inkâr etmek, bu kimselerin arkasına gizlendikleri bir örtüden başka bir şey değildir. Allahu'l-Muste'ân.

Kaynak: Şeyh'in resmî Twitter hesabı: https://bit.ly/4d7wAII

PAYLAŞ
  • Facebook'ta Paylaş
  • Twitter'da Paylaş