Allâme İmâm Abdulazîz b. Bâz rahimehullah'a soruldu:
Soru: Âdet ve loğusalık halindeki bir kadının oruç tutmasının hükmü nedir? Kadınlar kazâyı diğer Ramazana kadar erteledikleri zaman ne yapmaları gerekir?
Cevap: Âdetli ve loğusa kadının âdet ve loğusalık zamanında oruç tutmaması gerekir. Âdet ve loğusalık hallerinde oruç tutmaları ve namaz kılmaları câiz değildir. Tutsalar ve kılsalar bile sahîh olmaz, namazı değil de orucu kazâ etmeleri gerekir. Çünkü Âişe radıyallâhu anhâ'ya, âdetli (hayızlı) kadın orucu ve namazı kazâ eder mi diye sorulduğunda şöyle demiştir: 'Bize, orucu kazâ etmek emrolunur, namazı kazâ etmek emrolunmazdı.' Hadîs, muttefekun aleyh'tir.
Âlimler rahimehumullah, Âişe'nin söylediği gibi, hayızlı ve loğusa kadınlar hakkında orucun kazâsının vâcibliğinde ve namazın kazâsının olmadığında icma ettiler. Bu, Allah'ın onlara bir rahmeti ve kolaylığıdır. Çünkü namaz her gün beş defa tekrar eden bir ibâdettir. Onun kazasında onlar için bir güçlük vardır. Oruç ise senede bir defa farzdır, o da Ramazan orucudur. Onu kaza etmelerinde bir zorluk yoktur.
Orucun kazasını meşru bir mâzereti olmaksızın ertesi Ramazandan sonraya erteleyen kimsenin, orucu kazâ etmesi, her gün için bir yoksulu doyurması ve bu yaptığından dolayı Allah'a tevbe etmesi gerekir.
Hasta ve yolcu için de durum böyledir. Onlar da meşru bir mâzeretleri olmaksızın kazâ oruçlarını bir sonraki Ramazanın sonuna erteledikleri zaman, kazâ etmeleri, tevbe etmeleri ve her gün için bir fakiri doyurmaları gerekir.
Hastalık ve yolculuk diğer Ramazana kadar devam ettiği zaman, hastalıktan kurtulduktan ve yolculuktan döndükten sonra sadece kazâ etmeleri yeterlidir. Fidye vermelerine gerek yoktur.
[Tuhfetu'l-İhvân, s: 172-173]