Allâme Şeyh Sâlih b. Fevzân b. Abdillah el-Fevzân'a soruldu:
Soru: Bid'at ehlinden ders almanın, ilim öğrenmenin ve onların yanında talebe olmanın hükmü nedir?
Cevap: Biz deriz ki: Dalâlet ulemâsının ve bid'at ehlinin yanında ilim talebinde bulunmak veya onlardan ilim öğrenmeye çalışmak câiz değildir. Çünkü onlar, Allah'ın yolundan saptırır, bid'at ve dalâletlerini öğrencilere tedrîs ederler. Seleften biri şöyle der: 'Şüphesiz ki bu ilim dîndir. O hâlde dîninizi kimden aldığınıza bakın.'
Âlimin, mutlaka Allah'a itaatte mustakîm olması, faydalı ilmin ve sâlih amelin ehlinden olması gerekir. İlmin kendilerinden alınması gereken, kendilerine öğrenci olunması gereken ve uyulması gereken kimseler işte bunlardır. Bid'at ve dalâlet ulemâsına gelince, onlardan sakınmak ve uzak durmak vâcibtir. Onlardan sakındırmak da vâcibtir. Onlarla bağlar kesilmeli ve ümmet şerlerinden kurtulsun diye reddedilmelidirler. Bir kişi onlara öğrenci olursa fikirlerinden, görüşlerinden, dalâletlerinden gıdalanır. Bunlardan etkilenir. Çünkü herkesçe bilinen eğitim kuralı şudur: Öğrenci daima öğretmeninden etkilenir. Evet, öğrenci devamlı bir sûrette öğretmeninden ve hocasından etkilenir. Eğer bid'atçi yanında veya hurâfe sahibi biri yanında ilim elde etmeye çalışırsa –ondan etkilenmediğini zannedip dursa da- ondan etkilenir ve onun yanındaki bid'at ve sapkınlıkları kabûl eder.
Muhâdarât fi'l-Akîde ve'd-Da'va (3/337)