Allâme Şeyh Muhammed b. 'Useymîn'e soruldu:
Soru: Ben yirmi dokuz yaşındayım ve henüz evlenmedim. İnşâallah yakında evlenmeye niyetim var. Ancak hac farîzasını da edâ etmedim. Sorum şu ki, hac farîzası evlilikten daha mı önemlidir? Çünkü şu an sahip olduğum meblağ haccı ve evliliği beraber yapmama yetmiyor. Hangisini ertelemeliyim?
Cevap: Kişinin evlenmeye ihtiyâcı varsa ve bunu terk etmesi de kendisini zorluyorsa, evliliği hacca önceler. Çünkü böyle bir durumda evlilik zarûretlerden sayılır. Nitekim Allah -Azze ve Celle- şöyle buyurmuştur: "Yoluna gücü yetenlerin o evi haccetmesi, Allah'ın insanlar üzerinde bir hakkıdır." [Âli İmrân, 97]
Evlenmeye ihtiyacı olan, evlenmediği takdirde sıkıntı yaşayan ve yalnızca hacca ya da evliliğe yetecek kadar nafakası bulunan kimse hacca gitmeye gücü yetmeyen birisidir. Bu yüzden hac ona vâcib değildir. Evliliği hacca önceler. Bu, Allah subhânehû ve teâlâ'nın kullarına bir kolaylaştırmasıdır. Muhakkak ki O, kullara meşakkat verecek ibâdetleri onlara yüklemez. Velev ki bu ibâdet hac gibi, İslâm'ın rükunlarından biri olsun.
Aynı şekilde insan -iyileşmesi umulmayan hasta ve yaşlı gibi- devamlı bir acziyet sebebiyle oruç tutmaktan âciz ise her gün için bir fakiri doyurur. Namazda da böyledir; kişi ayakta kılar, gücü yetmezse oturarak, ona da gücü yetmezse yanı üzerine yatarak kılar. Eğer hareket edebiliyorsa rükû ve secdeyi îmâ ile (hafif eğilerek) yapar. Eğer hiç hareket edemiyorsa kalbi ile kılar.
Fetâvâ Nûr'un ala'd-Derb, 10/15, 16